Diyarbakır’ın Eğil ilçesindeki kalede yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında saray kalıntıları gün yüzüne çıkarılacak.
Kralkızı Baraj Gölü, su sarnıçları ve tarihi yapısıyla da ilgi gören ilçede Kaymakamlık ve Belediyenin girişimi, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle 2 yıl önce başlatılan kazı çalışmaları sürüyor.
Üç tarafı derin vadilerle çevrili, bir tarafı ise oyularak yekpare kaya üzerine oturtulan Eğil Kalesi’nde, Dicle Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vecihi Özkaya başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında kalenin zirvesindeki saray kısmında çalışmalar yoğunlaştırıldı.
Kazı Başkanı Prof. Dr.Özkaya, Eğil Kalesi’nin savunma yapısı olmaktan öte anlam derinliği olan bir yerleşim yeri olduğunu söyledi.
Kalenin kültür ve inanç tarihi açısından oldukça önemli bir yer olduğunu belirten Özkaya, Kaya Kilisesi’nde çalışma yaptıklarını ve çalışmada “Asur silindir mührü”nü bulduklarını, bu mührün Asur varlığının siyasi anlamda belgesi olduğunu dile getirdi.
Kalenin doğal savunma imkanına sahip bir kayalık üzerine kurulduğunu ifade eden Özkaya, “Tabandan itibaren yaklaşık 120 metre yüksekliği var ve sur duvarlarıyla ayrıca bir yüksekliğe sahip. Böylesi bir savunma biriminde savunmanın mantığını, yapılanmasını ve mimarisini çözmeye yönelik çalışmalar yaptık.” dedi.
“ARTUKLU VE OSMANLI DÖNEMİNİ İLGİLENDİREN KALINTILARA ULAŞTIK”
Kalenin zamanla insan ve doğa tahribatına uğradığını aktaran Özkaya, şunları kaydetti:
“Kalede yönetici kesimin oturduğu saray kısmında kazılara başladık. Yaptığımız kazılarda kalenin milattan önce en geç 8. yüzyılda kullanımda olduğunu, bu tarihten itibaren izleyen dönemlerde ise İslami dönemler olan Artuklu ve Osmanlı zamanında yeni ilaveler yapıldığını, yerleşimin genişlediğini tespit ettik. Saray kesiminde yaptığımız kazılarda şu anda Artuklu ve Osmanlı dönemini ilgilendiren kalıntılara ulaştık. Bütün yapılanmalar sarayın sürekli olarak onarım gördüğünü ve temel düzeyinde en erken kullanımına işaret eden kalıntılar bulduk. Yaklaşık olarak 3 bin yıllık bir tarihi barındıran Eğil Kalesi’nin en önemli biriminde çalışıyoruz.”
Bütün dönemler boyunca bazı değişiklikler yapılarak kale alanının Osmanlı’nın son dönemlerine kadar sürekli kullanıldığına işaret eden Özkaya, Osmanlı döneminde Eğil Sancağı’nın ayrı bir öneminin olduğunu söyledi.
Eğil’in kültür, doğa ve turizm açısından önemli bir potansiyeli olduğunu dile getiren Özkaya, kazı çalışmaları belirli bir aşamaya geldiğinde insanların alanı ziyaret edeceğini bildirdi.
Diyarbakır’ın çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptığını anlatan Özkaya, “Eğil, Diyarbakır’ın bir parçasıdır ve Diyarbakır’da yaşadığı varsayılan 33 medeniyetin tamamının izlerini Eğil’de varlığı beklenir. Şu anda bulunduğumuz aşamada Asur, Artuklu ve Osmanlı’yı tespit ettik. Kesin bir şey söylememekle birlikte Diyarbakır’da yaşayan tüm medeniyetlerin yansımaları ve devamları burada beklenir.” diye konuştu.
“ÇOK SAYIDA MİSAFİRİMİZ GELECEK”
Eğil’in inanç ve kültür merkezi olduğunu vurgulayan Hülür, şunları kaydetti:
“Eğil’i inanç merkezi olması dışında tarihiyle, doğasıyla ve kültürüyle tanıtmaya çalışıyoruz. Yerel ve bölgesel anlamda Eğil inanç turizmiyle ayakta ancak biz Eğil Kalesi’ndeki çalışmalarla tarih turizmini baraj gölümüzle birleştirerek geliştirmek istiyoruz. Çalışmalar tamamlandığı takdirde yurt içi ve dışından çok sayıda misafirimiz gelecek.”