Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’nda; “2023 enflasyonumuz yüzde 64,8 olarak gerçekleşti. Hem çekirdek hem manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eğilimi Orta Vadeli Program ile uyumludur. Enflasyondaki ivme kaybının etkileri özellikle yılın ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Önümüzdeki yılın bu bakımdan herkesi şaşırtan olumlu gelişmelere sahne olacağını düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün İstanbul’da Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) düzenlediği Ortak Paylaşım Forumu’na katıldı. Erdoğan özetle şöyle konuştu:
“YENİ ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞANLARIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEME SÖZÜMÜZÜ BİR KEZ DAHA YERİNE GETİRMİŞ OLDUK”
“Konfederasyonumuzun temsil ettiği çalışanlar ve işletmeler ülkemizin milli gelirine 200 milyar dolar, ihracatına 100 milyar dolar katkı sunuyor.
Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara, krizlere ve küresel ekonomideki artan belirsizliğe rağmen ihracatta kırdığımız bu tarihi rekoru çok kıymetli görüyoruz. Sizlerin de desteği ile Türkiye yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerliyor. TİSK’in asgari ücret müzakerelerinde de son derece yapıcı bir tavır sergiledi. Görüşmeler çalışmalarımızın ve işverenlerimizin ihtiyaçları çerçevesinde ülkemizin şartları dikkate alınarak rasyonel bir çerçevede yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen 2024 yılı asgari ücretinin çalışanlarımızla birlikte tüm işverenlerimize de hayırlı olmasını diliyorum. Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olduk.
Elbette asıl olan pastayı büyütmektir. Bizim amacımız da zaten budur. Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden işçisi, işvereni, emeklisi, memuru, çiftçisi, esnafıyla 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye’nin hem küresel riskleri başarıyla yönetecek hem de hedefleri doğrultusunda ilerleyecek kapasiteye sahip olduğunu hepimizi biliyoruz. İnşallah işçi, işveren ve kamu olarak hep beraber omuz omuza verecek ülkemizi güçlendirme mücadelemizi mutlaka zafere ulaştıracağız.
“21 YILI GERİDE BIRAKAN İKTİDARLARIMIZIN HİÇBİR DÖNEMİNDE SERMAYE DÜŞMANLIĞI YAPMADIK”
21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı, sermaye düşmanlığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat dönemindeki sermayeye renklere bölen anlayış başta olmak üzere ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını yine o dönemde beraberce tecrübe ettik. Biz milletimizin bünyesindeki hiçbir farklılığı ayrışma veya kamplaşma vesilesi olarak görmüyoruz. Tam tersine, bu hakikatleri ülkemizin sosyal ve beşeri zenginliğinin nişaneleri olarak kabul ediyoruz. Türkiye’nin hangi kökenden, inançtan ve siyasi görüşten olursa olsun, tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyaç duyduğunu asla unutmuyoruz. Ancak son dönemde milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize yönelik saldırıların özellikle yoğunlaştırıldığına şahit oluyoruz. Çok açık ve net söylüyorum, bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerini koruma hususundaki kararlılığı ile Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoğu çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze mezaliminde ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana çok net tavır almış, hakkı ve hakikati korkusuzca savunmaktan çekinmemiştir. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun da payı vardır.
MİT yurt içinde ve sınırlarımız ötesinde Türkiye düşmanlarına ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indiriyor. Silahlı Kuvvetlerimiz ve emniyet birimlerimiz şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine adeta nefes aldırmıyor. Tam bağımsız Türkiye ülkümüz sadece bir söylem olmaktan çıkıp Allah’a hamdolsun adım adım gerçeğe dönüşüyor.
Şayet Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceksek bunu işçisi, işvereni, emeklisi, esnafı, genci, yaşlısı, kadını, erkeği, Türkü, Kürdü, Arabı, Sünnisi, Lazı ve Alevisi ile hep birlikte yapacağız. Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon hep beraber Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Bunu başardığımızda önümüze çıkabilecek hiçbir engel tanımıyorum.
“ENFLASYONDAKİ İVME KAYBININ ETKİLERİ ÖZELLİKLE YILIN İKİNCİ YARISINDA DAHA NET HİSSEDİLECEKTİR”
Ekonomi yönetimini emanet ettiğimiz arkadaşlarımıza gereken desteği hep verdik, veriyoruz. Bugün de kendilerine ve politikalarına güvenimiz tamdır. Ekonomide alınan kararların tüm jeopolitik risklere ve belirsizliklere rağmen meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Son 6 aylık dönemde, uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi. Ani kur hareketleri azaldı, finansman koşulları iyileşti. Merkez Bankamızın toplam rezervi tarihimizin en yüksek seviyesine çıkarak toplamda 145,5 milyar doları buldu. İhracatta Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Orta Vadeli Programımızın (OVP) en temel önceliği olan enflasyon meselesinin çözümü için yoğun gayret sarf ediyoruz. Biliyorsunuz, 2023 enflasyonumuz yüzde 64,8 olarak gerçekleşti. Hem çekirdek hem manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eğilimi OVP ile uyumludur. Enflasyondaki ivme kaybının etkileri özellikle yılın ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Önümüzdeki yılın bu bakımdan herkesi şaşırtan, olumlu gelişmelere sahne olacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz yıl milli gelirimizin yüzde 5,4’ü düzeyinde gerçekleşen cari açığı bu yıl yüzde 4’e, önümüzdeki yıl yüzde 3’lük ve sonraki yıl yüzde 2’lik seviyelere kadar geriletmekte karalıyız. Gümrük Birliği’nin güncelleyerek Avrupa ile ticari ilişkilerimizi, çevre ve teknoloji alanındaki standartlarımızı yükselterek geliştireceğiz. Hükümetlerimizin alametifarikası olan mali disiplinden taviz vermeyecek, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm, yapısal reformlar gibi alanları inşallah daha da güçlendireceğiz. Merkez Bankamızın izlediği politikalarla birlikte finansman maliyetlerinin arttığını görüyoruz. İş dünyamıza yardımcı olmak için yatırımı ve ihracatı destekleyici, daha düşük maliyetli finans imkanları oluşturmanın gayretindeyiz.
Bizim için en önemli husus vatandaşımızın evine ekmek götürmesini, kendisini ve ailesini muhannete muhtaç etmeden yaşamasını temin edecek bir işinin mutlaka olmasıdır. Türkiye’nin istihdamına yaptıkları katkılar dolayısıyla TİSK mensuplarına buradan bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
“İSTANBUL’U İNŞA VE İHYA ETMEYE MECBURUZ”
Süratle çöpten, çukurdan, çamurdan İstanbul’umuzu kurtardık. Ne yazık ki şu anda tabi İstanbul artık o günlerine herhalde yeniden dönmek istiyor. Onun için artık bizim mottomuz, ‘Yeniden İstanbul.’ Buna mecburuz, yeniden İstanbul’u inşa ve ihya etmeye mecburuz. Onun için tabi çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz ve yeniden İstanbul’u inşa ve ihya ederek yolumuza devam edeceğiz.
“TÜRK İŞ KANUNU İLE ETKİNLİĞİ VE VERİMLİLİĞİ ARTTIRABİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ”
Hukuk Politikaları Kurulumuz bünyesinde çalışma hayatımıza ilişkin mevzuat dağınıklığının giderilmesine yönelik bir çalışma yapıyoruz. Bireysel iş kanunlarına ve bireysel iş hukukuna ilişkin diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri tek bir temel iş kanunu ile bütüncül bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk İş Kanunu ile etkinliği ve verimliliği arttırabileceğimize inanıyoruz. Hazırlıklarımızı tekemmül ettirdikten sonra bu meseleyi Meclisimizin ve kamuoyumuzun takdirine sunacağız.”