‘Ecelsiz ölümlerin yası ömür boyu tutulur’

Yazar Beyda Yıldız’ın Edebiyat Serüveni

Ümran Avcı – Uzun yıllar gazetecilik yapmış olan Beyda Yıldız, edebiyata olan tutkusunu keşfettikten sonra kariyerinde büyük bir değişikliğe gitti. Yıldız, yayınevlerinde editörlük yaptıktan sonra ilk romanı “Duasız ve Törensiz”i okurlarla buluşturdu. Bu romanında Neval ve Hasan’ın hikayesi üzerinden yas ve bellek konularına odaklanıyor. Neval, kaybolan ilk aşkı Hasan’ın ölümünü kabul etmeyerek onu aramaya devam ediyor. Yazar, Siirt’ten Almanya’ya uzanan bu romanında ’80 sonrası zorlu zamanlara ışık tutuyor, okurları bu dönemin acılarına tanıklık etmeye davet ediyor.

Yas ve bellek üzerine

Belleğin, insanın en büyük trajedisi olduğu konusunda hemfikiriz. Hayatımızın temelinde olan bellek, yaşadığımız acıları hatırlamamızı sağlayarak varlığımıza anlam katar. Neval’in yaşadıkları üzerinden, ölümlere verilecek bir ağıt gibi bu romanı yazdım. Belleğin olmadığı bir dünyada bugünkü acıları ve mutlulukları hatırlamamız mümkün olmazdı. “Duasız ve Törensiz”de Neval’in yaşadıkları, ecelsiz ölümlerin ona yaşattığı acıyı okura hissettirmeyi amaçlıyor. Hikaye, Neval’in acısını ağıt niteliğinde okura sunuyor.

1980 ve 90’lı yılların atmosferi

1980 ve 90’lı yılların edebiyat üzerinde büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Tarihi metinler, o dönemin ruhunu yansıtarak bizlere o zamanın atmosferini daha iyi anlama şansı veriyor. Edebiyat, tarihi belgelemekte önemli bir role sahip. Farklı coğrafyalardan yazarların eserleri, o toplumların tarihine ışık tutarak bize bütünsel bir bakış açısı sunuyor. Türkiye’de de ’80 ve ’90’larla ilgili birçok yazarın eserleri mevcut. Bu dönemlerin edebiyata ve topluma etkilerini anlatan yazarların sayısı giderek artıyor.

Edebi metinlerin kültürel etkisi

Bir edebi metnin gücü, karakterlerin, mekanların ve zamanın dikkatli bir şekilde işlenmesiyle ortaya çıkar. Bu metinlerin içinde bulunduğu dönemin sosyal ve kültürel özelliklerini yansıtması önemlidir. Roman boyunca kültürel ögelerin doğru bir şekilde kullanılması, metni daha güçlü kılar. Köy kadını Sekine Nine’nin Neval’e toprak yedirme sahnesi gibi kültürel motifler, metnin derinliğini artırır ve okura geçmişten gelen gelenekleri aktarır.

Gazetecilik ve yazarlık arasındaki geçiş

Gazetecilik ve yazarlık arasındaki farkı deneyimlemek, gerçeğin farklı yönlerini görmeme yardımcı oldu. Gazetecilik, hayata farklı bir bakış açısı kazandırırken edebiyat ise gerçeği farklı bir perspektifle sunmayı sağlar. Bu değişim sürecinde, edebiyat dünyasının devleri olan Yaşar Kemal, Marquez ve Hemingway gibi yazarların eserleri bana rehberlik etti. Onların yolundan giderek bugün de roman yazmaya devam ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir