Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 2 Nolu Şube, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi”ni (ÇEDES Projesi) Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde protesto etti.
Müdürlük önünde yapılan basın açıklamasında, “Türkiye’de uzun süredir eğitim sisteminde ve okullarda siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yoğun bir dinci kuşatma yaşanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, iktidar güdümündeki dini vakıf ve derneklerle yapmış olduğu protokollerin sonuçları ülkenin dört bir yanında yaşanan örneklerle ortaya çıkmakta, çeşitli illerde doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmektedir. Eğitim bütünüyle Diyanet’e terk edilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı Diyanet’in yan kuruluşu gibi hareket etmektedir” denildi.
‘YUSUF TEKİN’İN SÖZLERİ İTİRAF OLDU’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bütçe görüşmelerindeki sözlerinin hatırlatıldığı açıklamada, “MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda okullarımızı Diyanet’in, dini dernek ve vakıfların temel faaliyet alanları haline getirmiştir. Meclis’te 2024 bütçesi görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz’ sözleri yıllardır eğitim sisteminde yaşanan ‘dinselleşme’ uygulamalarının bakanlık politikası olduğunun itirafı olmuştur. Söz konusu konuşmanın hemen ardından ülkenin dört bir yanından doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan haberlerin peş peşe gündeme gelmiş olması tesadüf değildir” ifadelerine yer verildi.
‘BU PROJE BU HALİYLE EĞİTİM EMEKÇİLERİNE SALDIRI NİTELİĞİ TAŞIMAKTA’
ÇEDES Projesi’yle hükümetin eğitimi kendi ideoloji doğrultusunda biçimlendirmek istediği belirtilen açıklama, şöyle devam etti:
“Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan ÇEDES Projesi kapsamında atılan adımlar laik eğitim anlayışına açıktan meydan okuma anlamına gelmektedir. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisi doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneğidir.
Proje kapsamında ‘manevi danışman’ olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu hocaları, MEB’e bağlı okul öncesi, ilkokul ve ortaokullarda öğrencilere ‘değerler eğitimi’ vermeye başlamıştır. Ayrıca, bu proje bu haliyle eğitim emekçilerine saldırı niteliği taşımaktadır. Eğitim emekçilerini değerden yoksun olarak görmektedir. Yetkililere ve kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz ki; Eğitim Emekçileri değerden yoksun olmadığı gibi öğrencilere tüm insanlığın değerlerini aktaracak donanımdadır.”
‘UYGULAMA ANAYASA VE YASAYA AYKIRI, İLGİLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALI’
Açıklamada, “Proje kapsamında Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çekmeköy Müftülüğü tarafından, 5 okulun öğrencilerin sabah namazlarına davet ettiği, 14 Ocak Pazar günü Hacı Yusuf Cebir Camii’nde namaz kılınması sonrası çorba ikramı yapıldığı; 25 Şubat Pazar günü 5 okuldan çağrılan öğrencilerle Ensar Camii’nde namaz sonrası çorba dağıtımı yapıldığı ve son olarak da “Ortaokul Öğrencileri İçin Bol Ödüllü Kitap Okuma Yarışması” adı altında dini içerikli kitapların okutulması için yönlendirmeler yapıldığı aktarıldı.
Okullarda pedagojik yeterliliği bulunmayan kişilerin ders saatinde veya teneffüslerde öğrencilere ‘manevi danışmanlık’ yapmasının kabul edilemez olduğu belirtilen açıklama, şu ifadelere yer verildi:
“Müfredatta yazılı eğitim öğretim faaliyetleri dışında ve Milli Eğitim Mevzuatında yer almayan sosyal etkinliklere velilerin onayı olmadan öğrencilerin katılımının teşvik edilmesinin yasal dayanağı yoktur.
Eğitim Sen olarak başta Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün ÇEDES Projesi kapsamında okullarımızda uygulamaya çalıştığı gerici laiklik karşıtı uygulamaları kabul etmiyoruz. Anayasa, Milli Eğitim Temel Kanunu ve Çocuk Hakları Sözleşmesine açıkça aykırılık içeren bu uygulamalar suç olduğu gibi toplumun inancını istismar konusu haline getiren, kimi ödüllü yarışmalarla çocukları istismar eden, kindar ve dindar nesil yetiştirme amacı güden bu tutuma karşı Eğitim Sen ve Eğitim Sen üyeleri sessiz kalmayacaktır. Eğitim Sen 2 Nolu şube olarak bu uygulamalar başladığı günden bu yana yetkilileri sorumluluğa çağırıyor, ilgililer hakkında soruşturma açılması talebini iletiyoruz. Çağrımıza kulak tıkayanlara ve işlem yapmayanlara bir kez daha sesleniyoruz: Hesap vereceksiniz.”
(HABER MERKEZİ)